Ve anne dünyaya gözlerini açar…
Minik yavrusuna bir masal anlatmaya başlar.
Bir varmış bir yokmuş bil bakalım ismi ne konmuş? Anne demiş ki adı Esma olsun baba
demiş ki Fatoş. Yavrucağın zaten adı varmış lakin soran olmamış. O da adını haykırmış
“İngaa” diye. Anlayan olmamış. Ya meme vermişler ya mama. Ya altını değiştirmişler ya da
uyutmaya çalışmışlar. Kimseye anlatamamış adının İnga olduğunu minik yavrucak.
Günler geçmiş, aylar geçmiş ve sonunda minik yavrucak kendi adını unutmuş. Artık aklında
bir tek ezberletilmiş ismi Esma Fatoş varmış.
Ve bu masal da burada bitivermiş.
“Dünyaya geldiğimizde hepimizin ismi aynı iken, sahiplenilince değiştirilir hemen ?!…”
Sevil Koçarslan Özdemir