Hayal et tim..
İki küs insan konuşuyorlar…
Merhaba!
Merhaba!
Gel otur
Bak.
Bu bahçede ne kadar çok çiçek var. Ama bazı tomurcuklar açamıyor. Ölüyorlar. İşte sen de benim için böyle öldün. Şimdiye kadar hep beni öldürdüler. Dirildim, hayatta kaldım, güçlendim, dayanıklılığım arttı bu sayede.
Öldürenlere minnet duydum.
İlk defa ben birini öldürüyorum. Seni. Benim için yoksun. Belki sen de bana bir gün minnettar olursun. Ama o zaman da ben olmicam. Sen olacaksın. Senin ruhun olacak sadece. Bir hayalet gibi.
Bak bahçeye tomurcukların hepsi açmamış.
Fakat biliyoruz ki mevsimler geçince, o çiçekler yeniden açacaklar. İki sene önce kıyameti yaşıyoruz dediğimde, bu günleri görebiliyordum.
Kıyameti koparttın.
Şimdi kabirdesin ama bedenine geri dönmek istiyorsun. Her şey bir rüya gibi… Uyanmak istiyorsun. Uyanmak için,
Ruhunu bulmalısın, çünkü; O, Ruh’ tur bahçeye tohumları dökecek.
Bedenine yönelirsen, kabre daha çok gömülürsün.
Ruhunu bul, uykudan uyan.
Her güne yeniden doğarız, her gün batımında öldüğümüz gibi. Aydınlığın içinde karanlık, karanlığın içinde aydınlığız.
Bu bahçe de işte! Kimisine cehennem, kimisine cennet.
Hoşçakal Hayalet.
Sevil Koçarslan Özdemir